Serviks Displazileri

Halk arasında rahim ağzı diye tabir edilen rahim bölgesine serviks adı verilir. Serviks rahmin vajen içinde kalan kısmı olup gözle görülebilir parçasıdır. Serviks üzerinde vajenin yassı hücreleri ile rahimin dikdörtgen şeklindeki salgı yapan hücrelerinin karşılaştığı bölgeye ise transformasyon zonu adı verilir. Hızlı hücre farkılaşmasına sahne olan bu bölgede yassı hücreli metaplazi adı verilen ve yassı hücreli vajen hücrelerinin diğer hücrelerin üzerini örtmesi ile karakterize bir değişim olur. Bu hücre değişimi sırasında transformasyon zonunda kanser öncüsü olabilecek hücreler ortaya çıkar. Displazi adı verilen bu değişimden sorumlu olan temel etken ise human papilloma virusudur (HPV).
HPV derideki siğillerden sorumlu olan bir mikroptur. Bu mikrobun bazı tipleri genital bölgede yerleşir. HPV cinsel yolla bulaşır ve hiç ilişkide bulunmamış kadınlarda görülmez. HPV erkekte de penis üzerinde siiller oluşturur. HPV transformasyon zonundaki hücrelerin çekirdeklerine girerek hücrenin genetik yapısını yeniden programlar ve hücrede anormal bölünme başlar. Bazı HPV tiplerinin oluşturduğu displazilerin ilerleyerek rahim ağzı kanserine kadar gitme olasılığı vardır. Serviks displazileri özellikle son yıllarda ülkemizde hızla artmıştır. Batı ülkelerinde cinsel ilişkiye girme yaşının çok daha erken olması nedeni ile HPV ile karşılaşma olasılığı daha yüksektir ve buna bağlı olarak da displaziler daha sık görülür.


TEŞHİS
Teşhis sürecimiz, hastalarımızın sağlık durumlarını anlamak ve en uygun tedavi yöntemlerini belirlemek için kritik bir adımdır. En gelişmiş tıbbi cihazlar ve teknolojiler kullanılarak yapılan kapsamlı değerlendirmeler, hastalıkların erken evrelerde tespit edilmesini sağlar. Ultrasonografiden genetik testlere kadar çeşitli tanı araçları, her hastanın özel sağlık gereksinimlerine göre titizlikle seçilir ve uygulanır.

TANI
Tanı, teşhis sürecinde elde edilen bulguların değerlendirilmesiyle gerçekleştirilir. Hastalarımızın semptomları ve teşhis sonuçları, deneyimli sağlık profesyonellerimiz tarafından incelenir ve değerlendirilir. Bu süreç, hastalığın doğru bir şekilde anlaşılmasını ve buna yönelik en etkili tedavi stratejisinin belirlenmesini sağlar. Her tanı, hastanın genel sağlık durumu, yaşam tarzı ve öncelikleri göz önünde bulundurularak kişiselleştirilir.

TEDAVİ
En modern tedavi yöntemlerini, yenilikçi ilaçları ve teknikleri kullanarak hastalarımıza uygularız. Tedavi sürecimiz, hastaların ihtiyaçlarına göre dinamik olarak ayarlanır ve sürekli bir iyileştirme ve değerlendirme süreci içerir. Amacımız, etkili sonuçlar elde etmek ve hastalarımızın sağlık durumlarında kalıcı iyileşmeler sağlamaktır. Tüp bebek ve cerrahi müdahaleler merkezimizde sunulan başlıca tedavi seçeneklerinden sadece birkaçıdır.
Birden fazla cinsel eşin varlığı da olasılığı yükseltir. Rahim ağzında görülen hücresel değisiklikleri belirlemek amacı ile kadınların cinsel ilişkiye girmelerinden itibaren her yıl PAP Smearadı verilen bir test yaptırmaları önerilir. PAP testi rahim ağzında transformasyon zonundaki hücreleri örnekler ve daha sonraları rahim ağzı kanserine yol açabilecek hücresel değişikliklerin erken tanısına olanak tanır. PAP smear normal koşullarda yılda bir yapılır. Yetersiz hücre örneklemesi veya hücresel değişikliklerin varlığında ise daha sık tekrarlanabilir. Aşağıda sayılan risk faktörleri displazi olasılığını artırmaktadır:
- Erken yaşta ilişkiye girilmiş olması
- Birden fazla cinsel partner varlığı
- Cinsel yolla bulaşan hastalık öyküsü (bel soğukluğu, frengi, herpes gibi)
- Genital siil varlığı
- Kötü genital hijyen
- Sigara kullanımı
Displazilerin hafif olanlarının sebat etmesi durumunda 10-14 yıl içinde rahim ağzı kanserine dönüşme olasılığı vardır. Şiddetli displazilerde ise bu süre 1-5 yıl kadar kısa olabilir. Rahim ağzının hücresel değişiklikleri aşağıdaki kategorilerde incelenir:
- ASCUS (Atypical cells of unknown significance): Burada rahim ağzında bazı hücresel değişiklikler gözlenir ancak bu değişikliklerin önemi tam olarak belli değildir. ASCUS varlığında yaklaşım konusunda tam bir görüş birliği yoktur. PAP testi 3-4 ay sonra tekrarlanabilir. Hemen kolposkopi adı verilen bir alet ile rahim ağzına büyütülerek bakılabilir veya HPV tiplemesi yapılır ve yüksek riskli HPV (16, 18, 31, 33, 51) tipi varsa kolposkopi yapılır.
- LSIL (Low grade intraepithelial lesion-düşük gradeli lezyon):
PAP testinde hafif displazi düşündüren hücresel değişiklikler vardır. PAP testi 3-4 ay sonra tekrarlanmalı ve hücreler sebat ediyorsa kolposkopi yapılmalıdır. Kolposkopi tedavinin daha sonraki yönlendirilmesine olanak
tanır. Kolposkopi sırasında alınacak parçalarda hafif displazi (CIN-1) çıkacak olursa periodik PAP testleri ile takip edilmelidir. Kolposkopide orta veya şiddetli displazi (CIN-2 veya CIN-3) çıkacak olursa transformasyon
zonunun dondurulması, yakılması, lazer vaporizasyonu veya LEEP tedavisi gündeme gelir. Son yıllarda en popüler olan tedavi şekli LEEP’tir. - HSIL (High grade intraepithelial lesion-yüksek gradeli lezyon): Genellikle yüksek riskli HPV tipleri ile oluşur ve orta veya şiddetli displaziyi gösterir. Kolposkopi eşliğinde parça alındıktan sonra sonuca göre yukarıda belirtilen tedavilerden birinin uygulanması gerekir.
- AGUS
(Atypical glanduler cells of unknown significance):
Burada atipik hücreler transformasyonun zonunun arkasındaki salgı yapan hücrelerden gelmektedir. Kolposkopi ile beraber multaka rahim ağzının kanalı da örneklenmelidir. Tedavi patoloji sonucuna göre yapılır.
Rahim Ağzı Displazilerinin Tedavisi
Lezyonların özellikle hafif olanları takip edilebilir. Hiçbir müdahale olmadan bu lezyonların bir kısmı kendiliğinden kaybolur. Özellikle düşük riskli kadınlarda (tek eşli, cinsel yolla bulaşan hastalık öyküsü olmayan ve sigara içmeyen) lezyonun kaybolma olasılığı çok yüksektir. ASCUS lezyonu olup HPV tiplemesinde yüksek riskli çıkan hastalarda ise kolposkopiyi takiben LEEP yapılabilir. LSIL lezyonu olup tekrarlayan PAP testlerinde sebat eden hastalarda kolposkopi yapılmalı ve sonuçlarına göre izlem veya LEEP tedavisi uygulanmalıdır. HSIL olanlarda kolposkopiyi takiben LEEP yapılmalıdır.
LSIL olan hastalarda LEEP sonrasında tekrarlama riski %2-3 civarındadır. HSIL de ise bu olasılık %5-10 arasında değişir. özellikle LEEP sonrasında yapılan patolojik incelemede cerrahi sınırlarda lezyon varsa hastalığın devam ediyor olma olasılığı yüksektir.
Rahim Ağzı Displazilerinin İzlenmesi
Takipler PAP testi ve kolposkopi ile yapılır. HSIL lezyonlarının tedavisinden sonra üçer ay ara ile yapılan 3 PAP test normal geldiği takdirde yıllık izlemlere devam edilebilir. LSIL lezyonlarının tedavisinden sonra ise 3 ve 6 ay aralar ile yapılan PAP testler normal ise yılık izlemlere geçilmelidir. Kolposkopi Nedir
Kolposkopi bir mikroskop aracılığı ile rahim ağzının incelenmesi işlemine verilen isimdir. Hasta uyutulmadan yapılır. Ağrısız bir işlemdir. özel sıvılar ve boyalar ile rahim ağzı incelenir ve gerekli yerlerden küçük parçalar alınır. İşlem sonunda rahim ağzı kanalının da örneklenmesi (ECC) gerekebilir. Kolposkopide transformasyon zonunun görülmesi şarttır.Transformasyon zonu rahim ağzı kanalının içine doğru çekilmiş ise kolposkopide görülmez ve bu durumda kolposkopi yetersiz sayılır.
Bu durumda LEEP yapılması lazımdır. Kolposkopi yeterli ise ve anormal yerlerden parça alınmış ise tedavinin bundan sonraki aşamasını parçaların patolojik incelenmesinden çıkan sonuç belirler.
LEEP işlemi
Bugün rahim ağzı displazilerinin hem tanısında hem de tedavisinde en sık kullanılan yöntemdir. Lokal veya genel anestezi altında yapılır. Rahim ağzından anormal bölgeleri de içerecek şekilde koni şeklinde bir parça alınması işlemdir. Günü birlik yapılan bir müdahale olup işlem sonrasında hasta evine yollanır. İşlem sonrasında 3 hafta kadar süren sarı-kanlı bir akıntı olabilir. Bu dönemde ilişki olmamalıdır. Duş şeklinde banyo yapılmalı ve denize ve havuza girlmemelidir. Bazen gecikmiş kanamalar olabilir. Bazen kanama miktarı aşırı olup hastanede müdahale gerekebilir.
HPV AşısıRahim ağzında olan hücresel bozulmalardan sorumlu olan HPV mikrobuna karşı son yıllarda yoğun çalışmaların sonucunda aşı geliştirilmiştir. Aşı yüksek riskli HPV tiplerinden 4 tanesine yöneliktir. Daha önce HPV ile karşılaşmamış olan ve cinsel olarak aktif olan kadınlarda ve henüz ilişkiye girmemiş olan genç kızların aşılanması önerilmektedir. HPV aşısı için uygun olup olmadığınızı mutlaka doktorunuza sorunuz.