Çoğul Gebelikler

Özellikle son yıllarda yardımla üreme teknikleri adi verilen tüp bebek, mikroenjeksiyon ve asılama gibi tedavilerden sonra çoğul gebeliklerin görülme oranlarında belirgin artışlar olmuştur.  Bunun doğal sonucu olarak da çoğul gebeliklerin anne ve bebekler açısından ne denli güvenli olduğu gündeme gelmiştir. özellikle Avrupa da çoğul gebeliklerin önlenebilmesi içinTüp Bebek ve benzeri tedavilerde transfer edilebilmek embriyo sayısı ile ilgili olarak kanuni kısıtlamalar getirilmiştir.  Artik İskandinav ilklerinde, İngiltere”de, Belçika”da ve Hollanda da tek embriyo transferi pek çok çift için mecburidir.

Doğal yollarla ikiz gebelik oluşma olasılığı 1/88 dir.  Tüp bebek uygulamalarında ise transfer edilen embriyo sayısına Gore çoğul gebelik olasılığı artacaktır. örneğin 3 adet embriyo transfer edilen genç bir kadında gebelik olduğu takdirde %20 civarında ucuz gebelik %50 civarında ise ikizi gebelik olasılığı vardır. İki adet iyi kaliteli embriyo transfer edilen genç bir kadında ise bu oranlar ucuz için 0, ikiz için ise %30 civarındadır. Tüp Bebek uygulamalarında bizde Amerikan Hastanesinde 37 yasin altındaki hastalarda istisnai durumlar dışında 2 embryodan fazla transfer etmiyoruz.

Tüp Bebekteki dışında halk arasında aşılama diye tabir edilen ve kadının yumurtalıklarının ilaçlarla uyarıldıktan sonra erkeğin sperminin yumurtlama gününde rahim içine zerk edilmesi prensibine dayanan tedavilerde de özellikle kontrolsüz çoğul gebelik diye adlandırılan ikizden fazla çoğul gebeliklerin oluşma sansı vardır. Bu gibi durumlarda gelişen yumurta şayisi üçten fazla ise işlemin iptali en mantıklı yaklaşımdır. Bütün dünyada çoğul gebeliklerin engellenmesi bu denli gündemde iken ülkemizde de buna duyarsız veya kayıtsız kalmak mümkün değildir. 30 Mayıs 2005 tarihinde İstanbul”da yapılmış olan Dünya Tüp Bebek kongresini takiben Bertarelli Derneğinin bir günlük toplantısında bu konular tartışılmıştır.

Peki neden çoğul gebeliklerin engellenmesi için bu kadar çaba? Bunun cevabi çoğul gebeliklerin hem anne hem de bebek için tekil gebeliklere oranla daha riskli olmalarında yatıyor. İkiz gebeliklerde erken doğum, gebelik sırasında preeklampsi ve gebelik diyabeti olasılıkları artar. Ayrıca kansızlık, anormal plasenta yerleşiminin getireceği sorunlar, sezaryene gereksinimin artması, ve doğum sonu kanama olasılığı daha fazladır. Bunların yani sıra bebeklerde anomali oranı daha yüksektir. Ayrıca rahim içinde bebeklerin sıkışmasına bağlı olarak el ve ayaklarda duruş bozuklukları görülebilir.

Çoğul gebeliklerde diskordan büyüme diye tabir edilen ve bebeklerden bir veya daha fazlasının daha az gelişmesine de sıkça rastlanır. Bu şekildeki büyüme bozukluklarının bir kısmi bebeklerin eşleri arasında kan alışverişi olmasından kaynaklanmaktadır.

Bu sayılan riskler içinde en önemlisi erken doğum riskidir.  İkiz gebeliklerde ortalama doğum haftası 36, üçüz gebeliklerde ise 33 tur.  Dördüz gebeliklerin 29-31 gebelik haftalarında doğum olasılıkları vardır. Dördüzden daha fazla sayıda çoğul gebeliklerde ise tüm bebeklerin sağlıklı bir şekilde dogma olasılıkları çok azalmaktadır. Erken doğum sonucunda bebeklerin yeni doğan bakım ünitelerinde kalmaları gerekir. İyi bir yeni doğan bakim ünitesinde bebeklerin yaşam şanslarının yüksek olmasına rağmen doğum haftası 28”in altına indiğinde şans azalmaktadır.

Ayrıca prematur bebeklerde bazı komplikasyonların görülme sıklığı çok daha fazladır. Bu komplikasyonların kalıcı bazı problemlere ve sakatlıklara yol açma riski de vardır. Yeni doğan bakım ünitelerinde bebeklerin bakimi son derece de pahalıdır. özellikle sağlık güvencesi olmayan çiftler için bu çok önemli bir sorun oluşturacaktır.

Çoğul gebeliği olan anne adaylarının gebelik sırasında çok yakın takipleri gerekir. Takipler 2 haftada bir ve gebeliğin son dönemlerinde her hafta olmalıdır. Gerektiğinde daha sık bile takip olabilir. üçüz ve daha fazla sayıda çoğul gebeliklerde gebeliğin önemli bir kısminin hastanede yatarak geçirilmesi gerekecektir. Gebelik sırasında olasılığı artan yüksek tansiyon, diyabet, anemi gibi komplikasyonlar erken tanınmalı ve tedavi edilmelidir. Beslenme gerekirse bir diyetisyen yardımı ile düzenlenmelidir.

Doğum genellikle sezaryen ile olur. Doğum sonrası kanama olasılığının artması ve buna bağlı rahim alınması gibi daha büyük operasyonlara gereksinim olabilir. Kan verilme olasılığı çoğul gebeliklerin doğumlarından sonra çok daha fazladır.

Doğum sonrasında birden fazla bebeğin bakimi anne için çok daha zor olacaktır. Bebekler aynı anda uyanacak aynı anda ağlayacak ve annenin sürekli bakımına aynı anda muhtaç olacaklardır. Bu nedenle ikiz annelerinde doğum sonrasında depresyon, kronik yorgunluk ve uykusuzluk çok daha sık görülür.

Bugün ikizden daha fazla olan çoğul gebelikler hekim eliyle oluşturulmuş komplikasyonlar olarak nitelendirilmektedir. Her ne kadar reduksiyon adi verilen bir işlemle çoğul gebeliklerin sayısının azaltılması mümkünse de bu işleminde kendine göre komplikasyonları ve getireceği psikolojik sorunlar olmaktadır. En iyisi çoğul gebeliklerin hiç olmamasıdır.

Leave a comment